Bursa Parkinson Tedavisi 

    Parkinson Hastalığı Nedir?

    Parkinson tedavisi Bursa, beyinde hücreler arası iletişimi sağlayan ve hareketten sorumlu dopamin hücrelerinin bozulmasıyla ortaya çıkan Parkinson hastalığının tedavi edilmesi amacıyla uygulanan medikal ve konservatif tedavi yöntemlerini içermektedir. Genellikle 60 yaş sonrasında görülse de bazı genetik durumlarda 40’lı yaşlarda da kendini gösterebilir. Günümüzde modern yöntemler sayesinde erken tanı konulmakta ve hastalığın seyri kontrol altına alınabilmektedir. Parkinson hastalığı hakkında daha detaylı bilgilere ulaşmak için Dr. Aslı Bahar Turan ile iletişime geçebilirsiniz.

    Parkinson Hastalığı Neden Oluşur?

    Beyinde dopamin üretmekten sorumlu siyah cisim (substantia nigra) adı verilen alanda sinir hücrelerinin kaybıyla oluşan bir hastalıktır. Koordine etme görevinde bulunan dopamin, beyin ile sinir sistemi arasındaki iletişimi sağlar. Sinir hücrelerinin kaybıyla azalan dopamin hareketlerde yavaşlamaya ve anormalliğe yol açmaktadır. Yavaş ilerleyen bir hastalık olan Parkinson, siyah cisim hücrelerinin yaklaşık yüzde 80’inin kaybolması ile başlamaktadır. Bu hücrelerin neden kaybolduğu henüz net bir şekilde bilinmese de hastalığı oluşturabilecek bir takım nedenler olabileceği düşünülmektedir.

    Parkinson hastalığının genetik yatkınlık sonucu ortaya çıkabileceği bazı çalışmalar tarafından ileri sürülmüştür. Parkinson hastalığının %15’inin aile öyküsünde de Parkinson hastalığı görülmüştür. Kişinin ailesinde Parkinson hastalığına sahip birinin olması hastalığın görülme riskini artırmaktadır. Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de hastalığı etkilediği düşünülmektedir. Genetik ve çevresel faktörlerin dışındaki ileri yaş ve erkek cinsiyet risk teşkil etmektedir.

    Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

    Parkinson hastalığı yavaş ilerleyici ve hareket bozukluğu ile karakterize hastalıktır. Temel belirtilerinden biri tremor adı verilen titremelerdir. Genellikle vücudun bir yarısında başlayıp zaman geçtikçe diğer yarısına geçtiği görülür. Kişinin gövdesinin öne eğik bir duruma geldiği, konuşmalarının monotonlaştığı ve mimiklerinde azalmalar yaşadığı görülür. Hareketlerinde gözle görülür yavaşlama, titreme ve kısıtlanma yaşanır.

    Hastalığın erken tanısını zorlaştıran etkenler kişinin hareket bozukluklarının yaşlılık süreci ya da eklem rahatsızlıkları gibi durumlarle ilişkilendirmesidir. Parkinson’un ortaya çıkışından yıllar öncesinde hastaların depresyon ya da eklem ağrılarıyla alakalı yanlış tanılar alması mümkündür. Sıklıkla görülen başlangıç belirtisi tek el ve parmaklarda görülen titreme ve yürürken kol salınımının azalmasıdır. El becerilerinde azalmalar görülmesi, yazının küçülmesi, mimiklerin azalması, bacakta tutukluk yada sürüme gibi belirtiler görülebilir. Harekette yaşanan zorluklar dışında hasta depresyon, uyku bozuklukları, kabızlık, huzursuz bacak sendromu yaşayabilir, koku duyusunu kaybedebilir. Parkinson hastalığının evreleri şu şekilde özetlenebilir:

    • 1. Evre: Belirtiler vücudun tek tarafındadır ve hafif derecede olduğu için bir özürlülük hali bulunmaz. Sıklıkla titreme gözlenir.
    • 2. Evre: Belirtiler vücudun iki tarafında da görülür. Duruşta ve yürüyüşte değişiklikler görüldüğü için az ölçüde bir özürlülük hali bulunur.
    • 3. Evre: Dengede bozulmalar, düşmeler ve gövde hareketlerinde gözle görülür yavaşlamalar oluşur. İşlev bozuklukları orta derecededir.
    • 4. Evre: Belirtilerin şiddetlendiği ve hastanın zorlukla yürüdüğü evredir. Hasta yardım almadan tek başına yaşayamaz çünkü hareketleri katıdır.
    • 5. Evre: Hastanın yatalak olduğu ya da tekerlekli sandalyede bağımlı olduğu evredir.

    Parkinson Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?

    Bir nöroloji uzmanı tarafından hastanın tıbbi öyküsü alınır ve fiziki muayeneden geçirilir. Günümüzde ileri beyin görüntüleme yöntemleri ile erken tanı konulması mümkündür. Tanıda kolaylık sağlayan bu yöntem beyinde aktifliğini koruyan dopamin hücrelerinin görüntülenmesi işlemidir. Radyolojik görüntüleme sayesinde hastalığın ayırıcı tanısı yapılabilmektedir.

    Parkinson Tedavisi Nedir?

    Parkinson tedavisi kişinin yaşına, belirtilere ve bulunduğu evreye göre belirlenmektedir. Hücre kaybı sonucu ortaya çıkan birçok hastalığın arasında bulunan Parkinson hastalığı tedaviye en çok yanıt veren hastalıklardandır. Yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için sürekli gözlem halinde olunması gereklidir. Parkinson zamanla kişinin yaşam kalitesini düşürmektedir. Bu yüzden hastanın yakınlarının zaman içinde bilinçlenmesi ve gerekli desteği vermesi önem taşımaktadır. Hastalığın erken tanısı hastalığın ilerleyişini yavaşlattığı için kişinin hayat kalitesinin korunmasına katkı sağlar.

    Parkinson’un birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır ve öncelikli tedavi yöntemi ilaç tedavisidir. Dopaminin azalmasına bağlı gelişen sinir hücrelerindeki bozuklukların ilaçlarla düzenlenmesi amaçlanır. Beyindeki dopaminerjik geçişin arttırılması sağlanır. Bu ilaçların uzun süreli yada yüksek dozlu kullanımlarında hastalarda aşırı hareketlilik, tam yanıtsızlık ya da istem dışı hareketler görülebilir. Bu nedenle hastanın tedaviye yanıt verdiği en düşük dozda tutulması önemlidir. İlaçlar ile istenilen sonuç alınmazsa veya faydalar zamanla azalırsa cerrahi müdahaleye de başvurulabilir.

    Son dönemlerde hastaların beyin hücrelerini uyarması prensibi ile çalışan beyin pili uygulanabilmektedir. Beyin pili sayesinde belirtiler düzeltilebilmekte ve hastanın yaşam kalitesi artırılabilmektedir. Bu uygulamaya karar verilirken ön planda olan belirtiler, hastanın yaşı, genel durumu, ek hastalıkları gözönünde bulundurulur. Beyin pili hastanın hangi bulgulara sahip olduğuna göre değişiklik göstermektedir. Öncelikle beyin MRI çekilir ve pilin konulacağı bölge belirlenir. Bölgenin koordinatları, beyin tomografisiyle desteklenerek kesinleştirilir. İlk aşamada hastayla birlikte ilerlenir ve tedaviye yanıt verdiği alana iki adet kalıcı elektrot yerleştirilir. İkinci aşamada ise hasta tamamen uyutulur ve elektrotların bağlanması ile ameliyat tamamlanır. Öncelikli ilaç tedavisi olmakla beraber beyin pili gibi başka yöntemlerle hastalık kontrol altına alınsa da günümüzde henüz Parkinson’un kesin bir tedavisi bulunmamaktadır.

    İlaç ve ameliyat tedavilerinin yanı sıra hastanın fiziksel aktif olması da tedavi yöntemleri arasındadır. Kaslardaki katılığın ve hareketlerdeki yavaşlığın azalmasına katkı sağlamaktadır. Parkinson hastalarının hayatını kolaylaştırmak adına zinde yaşaması önemlidir. Konuşma pratikleri, çalan şarkıya eşlik etme, alfabeyi kullanma gibi pratikler uygulanabilir. Yaşadığı alan düşme tehlikelerine karşı düzenlenebilir, banyo-tuvalet gibi alanlarda yardımcı özel tutacaklar kullanılabilir.

    Sağlıklı bir yaşam ve Parkinson gibi olası hastalıklarda erken tanı konulması için belirli aralıklarla kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyiniz.